Zeynep Serra büyümüş, 1 yaşına basmış ve annesiyle ablası ona güzel bir parti hazırlamaya karar vermişler. 2 aya yakın bir süre önce benimle iletişime geçtiler ve sonunda bu şirin şeyler çıktı ortaya.
Pasta, çikolatalı portakal rendeli kek arasına bitter çikolatalı krema, antep fıstığı ve karamelli çikolata parçalarından oluştu.
Dünya tatlısı Zeynep Serra'ya ailesiyle çok mutlu bir ömür diliyorum.
Anneler Günü Lezzetleri
Geçen sene cupcake ve kurabiyeler hazırlamıştım canımız annelerimiz için.
Bu Anneler Günü içinse şuan ismini hatırlayamadığım yabancı bir blogda gördüğüm sevgililer günü kurabiyelerinden esinlendim ve annelerimize içi renkli şekerlemeler ya da lokumlar dolu kurabiyeden kutular hazırladım! :)
Umarım paketleri açtığında çok mutlu olmuştur kurabiyelerimden hediye edilen anneler..
Kendi anneme de yeni öğrendiğim ve bundan sonra farklı farklı uygulamalar yapmak istediğim bir teknikle bu kalp desenli pastayı yaptım. Gördüğünüz şey sadece kek, krema ve muz! Şeker hamuru yok, hafif ve şık bir lezzet. Yeni desenler yapmak için sabırsızlanıyorum.
Son olarak tüm annelerin Anneler Günü'nü kutluyorum. Annesi, anneannesi, babaannesi hayatta olan tüm evlat ve torunlar; o meleklerin geç olmadan kıymetini bilelim.
Bu Anneler Günü içinse şuan ismini hatırlayamadığım yabancı bir blogda gördüğüm sevgililer günü kurabiyelerinden esinlendim ve annelerimize içi renkli şekerlemeler ya da lokumlar dolu kurabiyeden kutular hazırladım! :)
Umarım paketleri açtığında çok mutlu olmuştur kurabiyelerimden hediye edilen anneler..
Kendi anneme de yeni öğrendiğim ve bundan sonra farklı farklı uygulamalar yapmak istediğim bir teknikle bu kalp desenli pastayı yaptım. Gördüğünüz şey sadece kek, krema ve muz! Şeker hamuru yok, hafif ve şık bir lezzet. Yeni desenler yapmak için sabırsızlanıyorum.
Son olarak tüm annelerin Anneler Günü'nü kutluyorum. Annesi, anneannesi, babaannesi hayatta olan tüm evlat ve torunlar; o meleklerin geç olmadan kıymetini bilelim.
Özsüt Benim Pastam Yarışması ve Sonrası
Bu yazıyı, hem kendime hatıra kalması için, hem takipçilerim için, hem de gelecek yıllarda yarışmaya katılmayı düşünenlere fikir olması için yazıyorum. Yani epey kapsamlı bir amacım var aslında :)
Özsüt ürünlerini
severim, en çok da dondurmasını. Biz yılın 12 ayı dondurma tüketen bir aileyiz
ve haliyle buzluğumuz hep dondurma dolu. Pierre Herme tarzı pastaneleri ve
lezzetli özel pastalarını da çok severim, Türkiye’de de o derece lezzetli
ürünleri çıkaran firmalardan biri Özsüt.
Yarışmaya geçen yıl
katılmayı düşünmüştüm aslında ancak aklıma bana göre yeterince orijinal bir
fikir gelmediği için vazgeçmiştim. Çünkü bence Özsüt’ün menüsünde yer almaya
hakedecek bir pasta çok klasik, bilindik, her yerde yapılan bir pasta
olmamalıydı.
Bu sene de yarışma ilanını görünce düşünmeye başladım.
Yabancı pastacılardan bloglardan esinlenmek istemedim tamamen bana ait bir
pasta yapma fikrine odaklandım. Ve sonunda fikrim geldi! :)
Yarışmaya yollayacağım tarif hem lezzetli olmalıydı, hem
ağır olmamalıydı hem de finale kalması durumunda 2 saatte yenecek hale
gelmeliydi. Zor işler yani.
Epey deneme yaptım, pekmezi çok geldi, tahini az geldi, keki
tuttu tutmadı. Denedim denedim ve ailemin de benim de beğendiğim bir noktaya
gelince “işte budur” dedim. Başvuruyu yaptım. İlk hali budur:
Finalistlerin açıklanacağı sabah bir heyecan sardı beni,
uyandım Özsüt Facebook sayfasına bakıyordum ki telefon geldi, daha sonra
tanıştığım ve çok sevdiğim Özsüt Pazarlama Uzmanı Sezin’den. İtiraf ediyorum
inanılmaz mutlu oldum ve tüm gün ayaklarım yerden kesik dolaştım. Şimdi siz
değerli okuyucular “alt tarafı bir yarışma, ne bu heyecan?” diye düşünüyorsunuz
belki de. Yazımın sonunda ona da geleceğim.
Yarışma gününe kadar 3-4 deneme daha yaptım, hem elim
alışsın hem süreyi ayarlayayım diye. Büyük gün geldiğinde büyük bir heyecanla
yarışmanın yapılacağı otele gittik annemle. Otelin konferans salonuna büyük bir
masa hazırlanmış, üzerine elektrikli ocaklar kaplar konmuş, yanda bir masaya da
finalistlerin ihtiyacı olan tüm araç gereçler ve gıda malzemeleri konmuş.
Mesela çikolata konmuş, ancak kuvertür hali de var pul hali de var marketlerde
satılan küçük paketlerdeki hali de var. Bu detay çok hoşuma gitti, çünkü herkes
alışık olduğu materyallerle çalışmak ister.
Chef’s İstanbul’un sahibi sevgili Gülhan Kara muazzam bir
organizasyonla hiç sıkıntı çekmeden çalışmamızı sağladı. Özsüt’ün yardımcı
melekleri ne istesek getirdi, kirli kap kacağı götürdü temizleri getirdi bol
bol koşturdular.
Heyecandan olsa gerek sakardım, tencereyi yakıyordum, bir de miksere parmağımı kaptırıyordum neyse ki
sadece peçeteyi kaptırıp kurtuldum :) Komik geliyor değil mi
günlerinin çoğu mutfakta geçen birinin bu sakarlıkları? Heyecan insanı beş
yaşında çocuk moduna sokabiliyor ama :)
Sahi unutmadan, birkaç televizyon kanalı gelmişti ve çekim
yapıyorlardı. Sadece çekseler yine iyi bir de mikrofon uzattılar! Bir yandan
şekeri yakmadan krokan pişirmeye çalışıp bir yandan muhabirle konuşma çabam
gerçekten komikti, hoş bir hatıra olarak kalacaklar :)
Finalist arkadaşlardan da bahsetmeliyim, enteresan pastalar
vardı mesela aynı ocağı paylaştığım arkadaşın pastası karabiberli
çikolatalıydı. Birinci olan sevgili Tuğçe’nin pastası Demirhindi meyvesiyle
yapılmıştı, çok ferahtı. Üçüncü olan sevgili Esra’nın pastası bol yer fıstıklı
ve çikolatalıydı satışa çıksa da yesek :) Nohutlu kremalı,
güllaçlı, orman meyveli çeşit çeşit pastalar vardı, jüriden sonra tatma fırsatı
bulduk hepsinden :)
Pastalar bitti dolaplara kalktı, üstüne sıktığım sütlü
çikolatalı krema süre sıkıntısından şeklini koruyamadığı için biraz moralim
bozulmuştu açıkçası. Jürinin karşına oturduk ve tek tek pastalarımızı
sergileyip jüri tadarken bizler de anlattık soruları yanıtladık.
Jüride çok sevdiğim Elif Korkmazel ve Sofra Dergisi genel
yayın yönetmeni Esra Düzdağ vardı, Kadir Çöpdemir ve Seksenler dizisinde
pastacı Sami karakteriyle izlediğimiz Berat Yenilmez, Özsüt genel müdürü
Yıldırım Çullu ve Özsüt Pasta şefi Zekeriya Usta gibi değerli isimler vardı.
Pascal Nouma çok sempatikti, eğlenceli tavırlarıyla heyecanımızı azalttı.
Sıra bana geldiğinde pastamı jürinin önünden geçirerek
yerime geçtim, tadına baktılar içeriği ağır gözükmesine rağmen tadını hafif ve
güzel bulduklarını söylediler, kültürümüzden tatları kullanmam da hoşlarına
gitti. Yorumlar güzel olunca ben de mutlu oldum gerçekten. Pascal Nouma hayatı
boyunca şekerli şeylerden uzak durduğunu söyledi ama en son pastamdaki
krokandan da tattığını gördüm, sevindim :)
Jüri puanları hesaplanırken biz de pastaların kalanlarından
tattık, Özsüt nefis ikramlar hazırlamıştı, hoş heyecandan açlığımı bile
unutmuşum :)
Sonuçlar açıklandı, 4 puan farkla ikinci oldum ve çoook
mutlu oldum çok. Yıldırım Bey çok nazikti, üçümüzü de İzmir’e davet etti,
pastalarımızı fabrikada uygulamak için. Fotoğraflar çekildi, eve döndüm tebrik
telefonları ve emeğimin karşılığını almanın keyfiyle yorgunluğum geçti :)
Yarışmadan kısa bir süre sonra İzmir’e davet edildik,
gittiğimde çok hoş karşılandım, üç gün boyunca harika vakit geçirdim, pastamı yeniden yaptım, fabrika
gezimizden ve ustalarımızdan çok şey öğrendim. Çok canayakın insanlar tanıdım,
Özsüt’ün şahane misafirperverliğiyle çok keyifli günler geçirdim.
Yanılmıyorsam kış menüsünde satışa çıkacak Gün Batımı. Dilerim sizler de tadına
bakar, seversiniz.
Bu yarışmanın benim
için önemini ne kadar ifade edebilirim bilmiyorum ama deneyeceğim. Aslında Ziraat Mühendisi olsam da kariyerimi pastacılık alanında geliştirmek istiyorum. Ve henüz yolun
başında bir pastacı olarak yaptıklarımı olabildiğince çok insana ulaştırmak,
kendimi geliştirmek benim için çok önemli. Elimden çıkanların sadece süslü
şekiller olmadığını, lezzetinin de güzel olduğunu gösterebilmek adına böylesine
önemli bir firmanın yarışmasında finalist olmak, dereceye girmek öyle değerli
ki.. Ben geleceğimi, bu iş üzerine kurmak, onu pastalarla kurabiyelerle inşa
etmek istiyorum ve Özsüt sayesinde hayallerim için büyük bir adım atmış oldum.
Bu vesileyle buradan bir kez daha teşekkürlerimi sunmak
istediğim çok değerli insanlar var.
Başta Yıldırım Bey’e, yarışmadaki değerli jüri üyelerine,
Özsüt’ün İzmir’de tanıdığım meleği Sezin’e, Ar-ge ekibindeki melek Göksu’ya,
Ferya Hanım’a, İzak Bey’e, İsmail’e, İbrahim Bey’e, fotoğraf stüdyosundaki
neşeli ekibe, Kadir Usta’ya, tüm Özsüt çalışanlarına ve tabii ki en çok da
Göksal Usta’ya sonsuz teşekkürler.
Yarışmaya katılmayı düşünenler için NOT: Ben başvurmadan önce araştırdım, eski katılımcılardan yol gösterici bir yazı bulamadım. Katılma konusunda tereddüt yaşayanlar için yazıyorum, bu yarışmaya katılmak için hiç bir şart yok. Pastacı olmanız, süslü pastalar yapıyor olmanız gerekmiyor. Hayatta yaptığınız ilk pasta bile olsa katılabilirsiniz yeter ki özgün olun. Ve şansınızı deneyin. Mutfakla gönül bağınız varsa, dereceye girmek önemli değil, sadece o heyecanı, atmosferi yaşamak için bile katılın derim.
Yarışmaya katılmayı düşünenler için NOT: Ben başvurmadan önce araştırdım, eski katılımcılardan yol gösterici bir yazı bulamadım. Katılma konusunda tereddüt yaşayanlar için yazıyorum, bu yarışmaya katılmak için hiç bir şart yok. Pastacı olmanız, süslü pastalar yapıyor olmanız gerekmiyor. Hayatta yaptığınız ilk pasta bile olsa katılabilirsiniz yeter ki özgün olun. Ve şansınızı deneyin. Mutfakla gönül bağınız varsa, dereceye girmek önemli değil, sadece o heyecanı, atmosferi yaşamak için bile katılın derim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)